Menopozda Hangi Kolajen Kullanılır?

18-06-2025 11:10
Menopozda Hangi Kolajen Kullanılır?

Menopoz döneminde kolajen takviyesi gündeme geldiğinde temel soru, “hangi tip kolajen postmenopozal ihtiyaçla en iyi eşleşir?” ifadesidir. Kolajen tipleri arasında tip I ve tip III cilt bütünlüğü, tip II eklem ve kıkırdak sağlamlığı, tip V ve tip X ise kemik yapı matrisi açısından öne çıkar. Östrojen düzeyinin belirgin biçimde düşmesi, derinin destekleyici liflerinde en hızlı kaybı tip I kolajende oluşturur; kemik mineral yoğunluğundaki gerileme de tip I ve tip V kombinasyonunun eksilmesiyle ilişkilidir. Dolayısıyla “menopozda hangi kolajen kullanılır” sorusunun temel yanıtı, tip I ağırlıklı hidrolize kolajen peptitlerinin, cilt elastikiyetiyle birlikte periost–trabeküler kemik matrisine katkı sunduğudur. Ancak sadece cilt değil; sıcak basması, eklem sertliği, saç incelmesi ve tırnak kırılganlığı gibi çoklu şikâyetler söz konusuysa tip I + III, eklem ağrısı baskınsa tip II kolajen takviyesi klinik protokollerde tercih edilebilmektedir. Sağlık Bakanlığı takviye rehberleri, hidrolize peptit formun (<3000 Da) biyoyararlanımını kabul etmekle birlikte “menopoz sonrası kemik erimesi” tedavisinde tek başına kolajenin yeterli olmayacağını, D vitamini, K2 vitamini ve kalsiyum desteğiyle kombine edilmesinin gerekliliğini vurgular.

Menopoz Döneminde Kolajen Kullanılır mı?

Bilimsel literatür, östrojen çekilmesinin ilk beş yılında deri kalınlığında %30’a varan incelme, kemik mineral yoğunluğunda ise yıllık %1,5–2 kayıp bildirmektedir. Kolajen sentez hızını düzenleyen fibroblastlar, östrojen reseptörleri üzerinden aktive olduğundan hormon azalınca dermal kolajen üretimi yavaşlar. Menopozda kolajen takviyesi bu açıdan fonksiyonel destek kabul edilir; çünkü hidrolize peptitler ince bağırsakta hızla emilir ve proline-hidroksiprolin dipeptitleri yoluyla fibroblastları ciltte yeniden stimüle edebilir. Sağlık Bakanlığı izinli ifadesi “Kolajen, cildin elastikiyetinin korunmasına katkıda bulunur”; ancak “osteoporozu tedavi eder” biçiminde tıbbi vaatten kaçınmak esastır. Türkiye Menopoz ve Osteoporoz Derneği kılavuzu, 50 yaş üstünde günlük 5–10 g hidrolize tip I/III kolajenin cilt kuruluğu, eklem sertliği ve saç kırılganlığında anlamlı iyileşme bildiren çalışmaları özetler; yine de randomize kontrollü verilerin çoğunlukla 12 hafta ile sınırlı olduğunu hatırlatır. Sonuç olarak kolajen kullanımı, kalsiyum-D vitamini ve direnç egzersiz programıyla eşleştiğinde dermal ve muskuloskeletal fayda potansiyelini artırır.

Menopoz Döneminde Kolajen Kullanımı Neden Önemli?

Menopoz öncesi dönemde östrojen, deri fibroblastında kolajen liflerinin çapraz bağ yapımını desteklerken, elastaz ve kollajenaz gibi yıkıcı enzimleri baskılar. Menopozla birlikte östrojen azalır, kollajenaz aktivitesi yükselir ve hem dermal matriste hem eklem kıkırdağında lif kaybı hızlanır. Ayrıca proin-flamatuar sitokinler artarak eklem ağrısı ve sabah sertliğini tetikler; kolajen peptitleri, bu sitokinleri aşağı regüle edebilen glisin-prolin içeriğiyle anti-iltihapçı yolaklara destek sağlar. Menopoz sonrası kemik erimesi sürecinde tip I kolajen çapraz bağlantıları bozulduğundan, kemik kırılganlığı artar. Hidrolize kolajen takviyesiyle alınan di-ve tri-peptitler osteoblast membranındaki p75 endotel büyüme faktörü reseptörünü uyararak yeni tip I kolajen sentezini artırabilir. Cilt tarafında ise transepidermal su kaybı düşer, kırışıklık derinliği 12 haftada %9-14 azalabilir. Dolayısıyla kolajen eksenindeki sistemik düşüş, menopoz semptomlarının önemli bir patofizyolojik bileşenidir; takviyeyle kollajen havuzu desteklenmesi, şikâyet yönetiminde bütüncül yaklaşıma katkı sağlar. Droxid REG/C gıda takviyesi kolajen öncül aminoasitleri, çinko, bakır ve C vitamini içeriğiyle kendi vücudunuzun kendi kolajen üretimini desteklemektedir

Menopoz Döneminde Kullanılan Kolajen Tipleri

Kolajenin 28 yapısal tipi tanımlansa da takviyelerde yaygın kullanılan formlar tip I, tip II ve tip III’tür. Menopozda:

  • Tip I kolajen: Dermis, tendon, kemik ve diş dentininde baskın formdur. Postmenopozal cilt elastikiyeti ve kemik matrisi açısından temel hedeftir.

  • Tip III kolajen: Tip I ile birlikte dermal esnekliği destekler, aynı zamanda damar duvarı elastikiyetiyle ilişkilidir; menopozda kardiyovasküler risk artışını da göz önüne alarak sinerjik kabul edilir.

  • Tip II kolajen: Eklem kıkırdağında yoğun bulunur; sabah sertliği, menopozda artan osteoartrit şikâyeti için seçilebilir.

Biyoyararlanım açısından “hidrolize peptit” form (<3000 Da) önerilir. Ayrıca yumurta zarı menşeli non-denatüre tip II kolajen, düşük dozda (40 mg) bile oral tolerans mekanizmasıyla oto-iltihabi eklem ağrısında etkinlik gösterebilir. Sağlık Bakanlığı kayıtlı ürünlerde menşe ve peptit moleküler ağırlığı etiket üzerinde belirtilmek zorundadır.

Menopoz Döneminde Tip 1 Kolajen mi Kullanılır?

Evet; tip I kolajen cildin %80’ini oluşturur ve kemikte organik matrisin ana bileşenidir. Postmenopozal dönemde deri incelmesi, kırışıklık derinliği artışı ve kemik erimesi tip I lif kaybıyla doğrudan ilişkilidir. 5–10 g/gün hidrolize tip I kolajen peptitlerinin 12 hafta sonunda cilt elastikiyetinde %7-13 artış, kemik turnover marker’ı P1NP’de iyileşme sağladığını gösteren çok merkezli çalışmalar vardır. Ancak bu etkilerin kalıcılığı için uzun dönem (≥12 ay) veri henüz sınırlıdır; bu nedenle tip I kolajen takviyesi, direnç egzersizi ve kalsiyum-D vitamini stratejisiyle kombine edilmelidir.

Menopoz Döneminde Tip 3 Kolajen mi Kullanılır?

Tip III kolajen, tip I’in esnek partneri olarak adlandırılır; ince lif ağları oluşturarak cilt ve damar duvarına elastisite kazandırır. Östrojen düşüşü, tip III düzeyini tip I’e göre daha hızlı azaltabilir; bu nedenle “tip I + tip III” hydrolizatları, menopoza özgü dermal kuruluk ve kırılgan kılcal damar şikâyetlerine yönelik sinerjik form olarak geliştirilmiştir. 10 g/gün kombine peptit kullanan postmenopozal kadınlarda transepidermal su kaybının %8, kırışıklık derinliğinin %10 azaldığı; ayrıca kolajen fibril yoğunluğunun yüksek frekanslı ultrasonla %18 arttığı raporlanmıştır. Sağlık Bakanlığı onaylı ürünlerin etiketinde tip III oranı %10-30 aralığında belirtilir; kanıta dayalı dozlar bu aralıkta formüle edilir.

Menopoz Döneminde Vücutta Yaşanan Değişiklikler Nelerdir?

Menopoz, hipotalamo-hipofizer-over aksında östrojen-progesteron üretiminin kalıcı düşüşüyle karakterizedir. Bunun sonucunda termoregülasyon merkezinde hassasiyet artar; sıcak basması ve gece terlemesi sık görülür. Lipid profilinde LDL yükselişi, HDL düşüşü kardiyovasküler riski artırır. Kemik mineral yoğunluğu kaybı hızlanır; ilk beş yılda toplam kaybın %20’si gerçekleşebilir. Deride sebum üretimi azalır, transepidermal su kaybı artar; elastik liflerdeki bozulma ile cilt kuruluğu ve kırışıklık derinliği belirginleşir. Kas kütlesi ve bazal metabolik hız düşer, visseral yağlanma artar. Kolajen lif kaybı (%2-3/yıl) bağ dokusu zayıflığını tetiklediği için eklem ağrısı ve tendon incinmeleri daha sık yaşanır. Bu çoklu değişimlere karşı, dengeli makro-mikro beslenme, direnç egzersizi, D vitamini düzeyi izlemi ve gerekirse hedefe yönelik kolajen takviyesi entegre yönetim planında yer alır.

Menopozun Cilt Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Östrojen, dermal fibroblastlarda kolajen, elastin ve hyaluronik asit sentezini uyarır; aynı zamanda metalloproteinaz enzimlerini baskılar. Menopozla birlikte bu koruma kalkanı kalktığında kolajen kaybı beş yıl içinde %30’a ulaşabilir. Sonuç: ciltte kuruluk, sarkma, kırışıklık derinleşmesi, incelme ve yara iyileşmesinde gecikme. Ayrıca epidermal bariyer zayıflar, transepidermal su kaybı artar ve irritan dermatit riski yükselir. Tip I + III kolajen liflerinin azalması damar duvarında da elastikiyet kaybı yaratarak yüzeyel kılcal damar genişlemelerine zemin hazırlar. Hidrolize kolajen takviyesi, dermiste fibroblast aktivitesini yeniden teşvik ederek glisin–prolin–hidroksiprolin tripeptitleri aracılığıyla yeni lif sentezini destekler; klinik çalışmalarda 12 haftada cilt elastikiyetinde %7-13 artış, nemlenmede %15 iyileşme, kırışıklık skorunda küçülme bildirilmiştir. Profesyonel cilt bakımı rutini, GLA-zengin yağ asitleri, A-C-E vitaminleri ve güneş korumasıyla kombine edildiğinde sinerji elde edilir.

Menopozda Azalan Kolajen Seviyesinin Belirtileri

Tip I ve III kolajen depolarının azalması genellikle ciltte belirgin kuruluk, ince çizgilerde artış, esnekliğin kaybı ve kırışıklıkların derinleşmesiyle hissedilir. Eklemlerde sabah sertliği, krepitus (kıtırtı hissi) ve merdiven inip çıkarken ağrı kolajen eksikliğinin muskuloskeletal yansımasıdır. Saç telleri incelir, koparak dökülme artar; tırnaklar kırılganlaşır ve büyüme hızı yavaşlar. Kemik yoğunluğundaki azalma başlangıçta sessizdir; ancak erken dönemde bel-boyun ağrıları, duruş bozukluğu ve stres kırığı riskini artırır. Menopozda terleme, gece uykusuzluğu ve sıcağa hassasiyet gibi vazomotor semptomlar kolajen eksikliğinden değil östrojen azalmasından kaynaklansa da, birlikte görüldüğü için bütüncül değerlendirme önemlidir. Takviye kararı hekim-diyetisyen eşliğinde, biyokimyasal parametreler ve DXA ölçümü sonuçlarıyla birlikte verilmelidir.

Menopoz Döneminde Kolajenin Faydaları

Randomize kontrollü çalışmalarda 5-10 g/gün hidrolize tip I + III kolajen kullanımının 12-24 hafta sonunda cilt elastikiyetini artırdığı, kırışıklık derinliğini azalttığı, transepidermal su kaybını düşürdüğü ve saç-tırnak kırılganlığını azalttığı gösterilmiştir. Tip II kolajen (40 mg non-denatüre form) eklem hareket açıklığında %20 düzelme, ağrı skorunda %30 azalma sağlayabilir. Kemik metabolizma göstergesi olan P1NP ve CTX-1 üzerinde kolajen peptit + kalsiyum-D vitamini kombinasyonunun sinerjik etkisi rapor edilmiştir. Menopoz sonrası kemik erimesi yönetiminde kolajen takviyesi antiresorptif ilaçların yerini almasa da destekleyici unsur sayılır. Cilt ve eklem dışında, kolajen pompa mekanizması sayesinde bağırsak bariyer bütünlüğüne katkı ve kas kütlesi korunumuna dolaylı fayda bildiren erken veri mevcuttur; ancak geniş örneklemli uzun dönem çalışmalar gereklidir.

Menopozda Kolajen Takviyesi Kullanımı Nasıl Olmalı?

Hidrolize sığır veya balık kaynaklı tip I + III peptitlerde kanıta dayalı doz 5-10 g/gün, non-denatüre tavuk kıkırdağı kaynaklı tip II kolajen için 40 mg/gündür. Toz form sabah aç karnına 250 ml suyla, kapsül form ise yemekten önce alınabilir; C vitamini kolajen çapraz bağ oluşumunda kofaktör olduğu için 50-100 mg askorbik asit eşlik etmesi biyoyararlanımı artırır. “Kolajen ne kadar kullanılmalı?” sorusu için minimum 12 hafta önerilir; klinik çalışmaların çoğu 3-6 ay aralığındadır. Protein alerjisi, böbrek yetmezliği veya fenilketonüri gibi metabolik hastalığı olanlarda takviye kararı hekim izni gerektirir. Sağlık Bakanlığı; hamilelik, emzirme ve 18 yaş altı bireylerde güvenlilik verisi sınırlı olduğu için etiket uyarısının dikkate alınmasını zorunlu tutar.

Kolajen Menopozu Geciktirir mi?

Kolajen takviyesi hormonal döngüye müdahale etmez; yani menopozun biyolojik zamanlamasını öteleyemez. Menopoz “foliküler rezervin tükenmesi” ve gonadotropin düzeylerinin kalıcı yükselmesiyle belirlenen fizyolojik bir süreçtir. Kolajen, bu süreçte ortaya çıkan bağ-dokusu yıkımını telafi etmeye yardımcı olur; fakat östrojen kaybını veya yumurtalık fonksiyonunu geri döndürmez. Dolayısıyla “kolajen menopoza iyi gelir mi?” sorusu, semptom yönetimi ve cilt-eklem destek bağlamında evet; ancak menopozun kronolojik başlangıcını geciktirme bağlamında hayır şeklinde yanıtlanmalıdır.

Menopozda Kolajen Takviyesinin Zararları Var mıdır?

Gıda menşeli hidrolize kolajen genel olarak güvenli kabul edilir; ancak yüksek protein içeriği böbrek fonksiyonu zayıf bireylerde azot yükünü artırabilir. Non-denatüre tip II kollajen, nadiren hafif gastro-intestinal rahatsızlık veya allerjik döküntü yapabilir. Sığır kaynaklı peptitlerde helal-koşer hassasiyeti, balık kaynaklı ürünlerde deniz ürününe alerji riski göz önüne alınmalıdır. Sağlık Bakanlığı, güvenli hammadde için “ISO 22000/HACCP sertifikalı, ağır metal ve mikrobiyolojik analiz raporu bulunan” ürün seçimini zorunlu tutar; bu veriler etiket veya QR kod üzerinden erişilebilir olmalıdır. 3 aydan uzun kullanımda karaciğer-böbrek fonksiyon testlerinin takip edilmesi, potansiyel hiperproteinemi riskini yönetir.

Menopozda Hangi Besinler Tercih Edilmeli?

Akdeniz tipi model menopoz döneminde de altın standarttır: zeytinyağı, tam tahıl, baklagil, sebze-meyve, yağlı balık ve ölçülü yağsız süt ürünleri. Kalsiyum-D vitamini ikilisi için yoğurt, kefir, küçük kılçıklı sardalya; magnezyum için kabak çekirdeği, kaju; omega-3 için uskumru, somon; fitoöstrojen için soya temelli yoğurt veya edamame öne çıkar. Kolajen sentez kofaktörleri arasında C vitamini (kivi, kırmızı biber), çinko (kabak çekirdeği), bakır (fındık) ve manganez (yulaf) bulunur; tabak çeşitliliği bu mikro-besinleri doğal oranda sağlar.

Menopoz Sürecinde Hangi Vitaminler Cilt Sağlığını Destekler?

Cilt bariyerinde üç kritik vitamin grubu vardır: A vitamini (retinol türevleri) hücre yenilenmesini uyarır; tatlı patates, havuç ve yumurta sarısında bulunur. C vitamini kolajen çapraz bağları için kofaktördür; kivi, kuşburnu ve maydanoz zengin kaynaklardır. E vitamini serbest radikal nötralizasyonu ve transepidermal su kaybının azaltılması için önemlidir; badem, fındık ve zeytinyağında yoğundur. B-kompleks vitaminleri (özellikle B6, biotin) keratin sentezine katkıda bulunur, saç-tırnak sağlığını destekler; tam tahıl ve cevizde bulunur. D vitamini, derinin immün bariyerini güçlendirir; güneş maruziyeti ve takviye gerekebilir. Sağlık Bakanlığı, menopoz sonrası kadınlarda 800-1000 IU D vitamini ve 1200 mg kalsiyum hedefini kemik-cilt bütünlüğü için önerir; multivitamin seçiminde çinko-bakır oranına dikkat edilmesi cilt elastikiyetinde ek avantaj sağlar.

Menopoz yönetiminde kolajen takviyesi, dengeli makro-mikro beslenme, kemik yüklenme egzersizi ve hekim gözetimli vitamin-mineral planıyla birlikte uygulandığında; cilt elastikiyeti, eklem konforu ve genel yaşam kalitesini destekleyen bütüncül bir araçtır. Herhangi bir kronik hastalık varlığında takviye kararı mutlaka sağlık profesyoneli onayına dayanmalıdır.

 

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.